{ "title": "Su Olmasaydı", "image": "https://www.su.gen.tr/images/su-olmasaydi.jpg", "date": "19.01.2024 07:23:07", "author": "Esenboğa", "article": [ { "article": "
Su Olmasaydı, evrendeki tüm canlılar için hayat olmazdı, yeryüzünde en fazla bulunan maddelerden olan su hayatın temelidir. Öyle ki su olmasaydı hayat ve yaşam belirtisi olmazdı. Okyanuslar ve denizler yeryüzünün yaklaşık olarak onda yedisini kaplamaktadır. Atmosferde, toprakta ve yeryüzün de yaşayan tüm canlılarda su vardır. İnsan vücudunun hemen hemen üçte ikisi sudan oluşur ve besinlerin, özellikle meyve ve sebzelerin büyük bir kısmı da sudur.

Güneş ısısı okyanus ve deniz suyunu ısıtarak buharlaşmaya sebep olur. Su buharlaşıp diğer mineraler kalır ve kalan mineraller suya karışırlar. Denizlerin ırmaklardan ve diğer dökülen akarsulardan çok daha fazla tuzlu olmasının nedeni budur.

İçme sularının rahatlıkla içilebilmesi için içme suyunun belirli miktarlarda mineraller ve çözülmüş gazlar içermesi lazımdır.

Evrendeki hayatın varlığı sudur. Güneş ısısı suyu etkileyerek buharlaşmasını sağlar ve ısınarak buharlaşan su damlacıkları bulutlar şeklinde atmosferde kümelenir. Buharlaşarak oluşan bu kümeler yeterli derecede büyüklüğe gelince yağmur, kar ve dolu şeklinde yeryüzüne inerek yaşamın devam etmesini sağlarlar. Bu doğa olayına yağış denir ve suyun toprakla buluşması bu süreçte gerçekleşir.

Tabiatta bulunan bitkiler su ihtiyaçlarını topraktan emerek karşılarlar ve bu suyun bir kısmı terleme sonucunda yeniden atmosfere salınır. Buharlaşma, terleme ve yağış şekli ile su çevrimini meydana getirir. Akarsular ve yağan yağmur yeryüzünü ilerleyen zaman içinde büyük değişikliklere uğratır.

Günümüzde var olan devası barajların yardımıyla dökülerek denizlere karışan suların bir bölümü barajlar sayesinde tutulabilmektedir. Bu yapay depolarda biriken sulardan faydalanılarak elektrik ihtiyacını karşılamak için hazırlanan su türibinleri çalıştırılarak Şehirlerin ve kasabaların su ihtiyaçları sağlanır.

Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar suya muhtaçtır. Peki ya su olmasaydı nasıl olurdu? Yeryüzünde yaşam olmazdı. Dünya da yaşam ve hayat olmasının tek şartı sudur. Yaşamın devam edebilmesi için gerekli dengeler su ile devamlılığını korur.

Dünyanın büyük bir bölümü yani dörtte üçü sudur. Suyun önemli sayılabilecek bir kısmı da gökyüzünde bulunmaktadır. Bulutların içerisinde tonlarca su bulunabilmektedir. Bulutlardaki suların bir bölümü belli aralıklarla yağış şeklinde yeryüzüne inerler. Nefes aldığımız her ortamdaki soluduğumuz havanın içinde her zaman belirli seviyede su buharı mevcuttur.

Tüm bunlar bir yana insan vücudunun bir bölümü yaklaşık olarak yüzde yetmiş beşi sudur. (Belirtilen bu miktar kişiye, yaşa, vücut bileşimine ve cinsiyete göre değişebilmektedir) insan vücudundaki dokuların tümü su içerir. Kemiklerin oldukça sert görünümlerine rağmen yüzde yirmi ikisi sudur ve kandaki su oranı yüzde seksen üçtür. Ayrıca bitkilerde ve hayvanlarda ise su miktarı yüzde doksan civarında çok yüksek oranlarda bulunabilmektedir. Bu nedenle susuz bir yaşamın düşünülmesi mümkün değildir.

Tüm sıvıların ısıları düştükçe hacimlerini kaybederler ve yoğunlukları fazlalaşıp soğukla temas eden bölümleri ağırlaşır. Bu sebepten dolayı sıvı maddelerin donarak katılaşması sıvı şekillerine nazaran daha ağırdır. Ancak bu kurala uymayan tek sıvı sudur. Suyun ısısı düşerek hacim kaybedince değişik sıvılardan farklı bir durum alarak genişlemeye başlar. Don haline ulaşınca genleşir ve bu nedenden suyun don hali sıvı şeklinden daha hafiftir.

Bu durum fizik kurallarında buzun suyun altına inmesi gerekirken suyun üzerinde kalarak yüzmesinin nedeni budur. Suda var olan bu özellik evrendeki yaşam açısından oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Şayet suyun böyle bir özelliği olmasaydı, yeryüzü üzerindeki suların büyük bir kısmı tamamen donardı. Bu durumda da denizler ve göllerde yaşam kalmazdı. Suda bulunan bu mucizevi özellik sayesinde evrendeki canlı yaşamının devamlılığında oldukça önemli rol oynamaktadır.
" } ] }